بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَلَقَدْ ءَاتَيْنَا دَاوُۥدَ مِنَّا فَضْلًاۖ يَٰجِبَالُ أَوِّبِى مَعَهُۥ وَٱلطَّيْرَۖ وَأَلَنَّا لَهُ ٱلْحَدِيدَ ﴿١٠

Şanım Hakk’ı için Davud’a bizden bir fadıl verdik: ey dağlar çınlayın onunla beraber ve ey kuşlar! dedik ve ona demiri yumuşattık.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun ki; Davud'a, katımızdan lutuf ihsan ettik. Ey dağlar; onunla birlikte siz de tesbih edin ve kuşlar da. Ona demiri yumuşak kıldık.

— İbni Kesir

(10-11) Andolsun, Davud’a tarafımızdan bir lütuf verdik. “Ey dağlar! Kuşların eşliğinde onunla birlikte tespih edin” dedik ve “(Bütün vücudu örtecek) zırhlar yap, işçilikte de ölçüyü tuttur diye demiri ona yumuşattık. “Salih amel işleyin. Çünkü ben sizin yaptıklarınızı görürüm” diye vahyettik.

— Diyanet İşleri

Andolsun ki biz Dâvuuda bizden bir imtiyaz verdik. «Ey dağlar, onunla birlikde tesbîh edin» (dedik), kuşlara da (bunu emretdik). Ona demiri de (mum gibi) yumuşatdık.

— Hasan Basri Çantay

Biz gerçekten Davud'a kendi katımızdan ayrıcalık sunduk. «Ey dağlar, o tesbih ettikçe siz de söylediklerini tekrarlayın. Ey kuşlar sizde» dedik. Ayrıca demiri avucunda yumuşattık.

— Seyyid Kutub

AYARLAR