بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ لَهُ ٱلْأَسْمَآءُ ٱلْحُسْنَىٰ ﴿٨

Allah, başka tanrı yok ancak O. Hep onundur o en güzel isimler (esmâ-i husnâ).

— Elmalılı Hamdi Yazır

Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. En güzel isimler O'nundur.

— İbni Kesir

Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. En güzel isimler O’nundur.

— Diyanet İşleri

Allah o (Allah) dır ki kendisinden başka hiçbir Tanrı yokdur. En güzel isimler Onundur.

— Hasan Basri Çantay

O kendisinden başka ilah olmayan Allah'dır. Ve en güzel isimler O'nunkilerdir.

— Seyyid Kutub

وَهَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ ﴿٩

Hem geldi mi Musâ’nın kıssası sana?

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sana Musa'nın haberi geldi mi?

— İbni Kesir

Mûsâ’nın haberi sana ulaştı mı?

— Diyanet İşleri

Musânın haberi geldi mi sana?

— Hasan Basri Çantay

Sana «Musa olayı» na ilişkin bilgi geldi mi?

— Seyyid Kutub

إِذْ رَءَا نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ ٱمْكُثُوٓاْ إِنِّىٓ ءَانَسْتُ نَارًا لَّعَلِّىٓ ءَاتِيكُم مِّنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى ٱلنَّارِ هُدًى ﴿١٠

Bir vakit o bir ateş gördü de ehline durun, dedi: benim gözüme bir ateş ilişti belki size ondan bir yalın getiririm, yâhud üzerinde bir kılağuz bulurum.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Hani o; bir ateş görmüştü de ailesine: Durun, ben bir ateş gördüm. Size ya ondan bir kor getiririm veya ateşin yanında bir yol gösteren bulurum, demişti.

— İbni Kesir

Hani bir ateş görmüştü de ailesine, “Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm (oraya gidiyorum). Umarım ondan size bir kor ateş getiririm, yahut ateşin başında, yol gösterecek birini bulurum” demişti.

— Diyanet İşleri

Hani o, bir ateş görmüşdü de aailesine: «Siz (burada) durun. Hakıykat ben (muunis) bir ateş gördüm. Belki ondan size bir kor getirir, yahud ateşin yanında doğru bir yol (gösterici) bulurum» demişdi.

— Hasan Basri Çantay

Hani o bir ateş görünce ailesine dedi ki; «Siz burada kalın, ben bir ateş gördüm. Ya oradan size bir kor getiririm, ya ateşin yakınlarında bize yol gösterecek birini bulurum.»

— Seyyid Kutub

فَلَمَّآ أَتَىٰهَا نُودِىَ يَٰمُوسَىٰٓ ﴿١١

Vaktâki ona vardı kendine şöyle nidâ olundu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ateşin yanına gelince; kendisine: Ey Musa, diye seslenildi.

— İbni Kesir

Ateşin yanına varınca, ona şöyle seslenildi: “Ey Mûsâ!”

— Diyanet İşleri

İşte (Musa) ona gidince kendisine (şöyle) nida olundu: «Ey Musa».

— Hasan Basri Çantay

Ateşin yanına gelince kendisine şöyle seslenildi; «Ey Musa!»

— Seyyid Kutub

إِنِّىٓ أَنَاْ رَبُّكَ فَٱخْلَعْ نَعْلَيْكَۖ إِنَّكَ بِٱلْوَادِ ٱلْمُقَدَّسِ طُوًى ﴿١٢

Ya Musâ haberin olsun benim, ben Rabbim, hemen papuşlarını çıkar çünkü sen mukaddes vadide tuvadasın.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki senin Rabbın Benim, Ben. Pabuçlarını çıkar. Zira sen mukaddes vadide, Tuva'dasın.

— İbni Kesir

“Şüphe yok ki, ben senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vadi Tuvâ’dasın.”

— Diyanet İşleri

Şübhesiz ben im ben senin Rabbin. Haydi pabuşlarını çıkar. Çünkü sen mukaddes vâdîde, «Tuvaa» dasın.

— Hasan Basri Çantay

Hiç kuşkusuz ben senin Rabbi'nim. Pabuçlarını çıkar. Çünkü sen kutsal Tuva vadisindesin.

— Seyyid Kutub

وَأَنَا ٱخْتَرْتُكَ فَٱسْتَمِعْ لِمَا يُوحَىٰٓ ﴿١٣

Ve ben, seni ihtiyar buyurdum şimdi verilecek vahyi dinle.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ve ben; seni seçtim. Öyleyse vahyolunanı dinle.

— İbni Kesir

“Ben seni (peygamber olarak) seçtim. Şimdi vahyolunacak şeyleri dinle.”

— Diyanet İşleri

Ben seni (peygamberliğe) seçdim. Şimdi vahy olunacak şeyleri dinle:

— Hasan Basri Çantay

Seni ben peygamber seçtim. Şimdi vahyedilecek mesajı dinle.

— Seyyid Kutub

إِنَّنِىٓ أَنَا ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَاْ فَٱعْبُدْنِى وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ لِذِكْرِىٓ ﴿١٤

Hakikaten benim ben Allah, benden başka ilâh yok.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Şüphesiz ki Ben; Allah'ım. Benden başka hiç bir ilah yoktur. Öyleyse Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl.

— İbni Kesir

“Şüphe yok ki ben Allah’ım. Benden başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl.”

— Diyanet İşleri

Şübhe yok ki Allah, ben im, ben. Benden başka hiçbir Tanrı yokdur. Öyleyse bana ibâdet et, beni hatırlamak ve anmak için dosdoğru namaz kıl.

— Hasan Basri Çantay

Hiç kuşkusuz ben Allah'ım. Benden başka ilah yoktur. Öyleyse bana kulluk et. Beni anmak için namaz kıl.

— Seyyid Kutub

إِنَّ ٱلسَّاعَةَ ءَاتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَىٰ كُلُّ نَفْسٍۭ بِمَا تَسْعَىٰ ﴿١٥

Onun için bana ibadet et ve zikrim için namaz kıl.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Her nefis işlediğinin karşılığını görsün diye onu neredeyse gizliyorum.

— İbni Kesir

“Kıyamet mutlaka gelecektir. Herkes işlediğinin karşılığını görsün diye, neredeyse onu gizleyecek (geleceğinden hiç söz etmeyecek)tim.”

— Diyanet İşleri

Çünkü o saat şübhesiz gelecekdir. Ben onu (n vaktini) hemen açıklayacağım geliyor ki herkes neye çalışıyorsa kendisine onunla mukaabele edilmiş olsun.

— Hasan Basri Çantay

Herkes yaptıklarının karşılığını görsün diye kıyamet anı kesinlikle gelecektir. Ben o anı neredeyse gizli tuttum.

— Seyyid Kutub

فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَن لَّا يُؤْمِنُ بِهَا وَٱتَّبَعَ هَوَىٰهُ فَتَرْدَىٰ ﴿١٦

Çünkü saat muhakkak gelecek, ben, hemen hemen onu gizliyorum ki her nefis sa'y ile cezalansın, binaenaleyh sakın ona inanmayıp da kendi hevasına uyan kimse seni ondan alıkoymasın sonra helâk olursun.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Ona inanmayan ve hevesine uyan kimse, seni bundan alıkoymasın, yoksa helak olursun.

— İbni Kesir

“Buna inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, seni ondan (ona hazırlanmaktan) sakın alıkoymasın, sonra helâk olursun!”

— Diyanet İşleri

Binâen'aleyh ona inanmaz ve hevâ (ve heves) ine uyar kimseler sakın seni bundan alıkoymasın (lar). Sonra helak olursun.

— Hasan Basri Çantay

Bu anın geleceğine inanmayanlar, ihtiraslarının tutsağı olanlar seni onun bilincinden uzaklaştırmasın. Yoksa mahvolursun, aşağı düşersin.

— Seyyid Kutub

وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَٰمُوسَىٰ ﴿١٧

O yeminindeki de ne ya Musâ?

— Elmalılı Hamdi Yazır

O sağ elindeki de nedir ey Musa?

— İbni Kesir

“Şu sağ elindeki nedir ey Mûsâ?”

— Diyanet İşleri

Musa, o sağ elindeki ne?

— Hasan Basri Çantay

Sağ elindeki nedir, ya Musa.

— Seyyid Kutub

قَالَ هِىَ عَصَاىَ أَتَوَكَّؤُاْ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِى وَلِىَ فِيهَا مَـَٔارِبُ أُخْرَىٰ ﴿١٨

O dedi: asâm, üzerine dayanırım ve onunla davarlarıma yaprak çırparım, benim onda daha diğer hacetlerim de vardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

Dedi ki: O benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla davarıma yaprak silkerim ve daha bir çok işlerde ondan faydalanırım.

— İbni Kesir

Mûsâ dedi ki: “O benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim. Onunla başka işlerimi de görürüm.”

— Diyanet İşleri

(Musa) dedi: «O, benim asamdır. Ona dayanırım. Onunla davarlarıma yaprak silkerim. Onda bana mahsus başkaca haacetler de vardır».

— Hasan Basri Çantay

Musa dedi ki; «O benim değneğimdir. Ona dayanırım. Onunla koyunlarıma yaprak silkerim. Bunlar dışında daha birçok işime de yarar o.»

— Seyyid Kutub

AYARLAR