بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

يسٓ ﴿١

وَٱلْقُرْءَانِ ٱلْحَكِيمِ ﴿٢

Hikmetli Kur’an’ın Hakk’ı için.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّكَ لَمِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ ﴿٣

Emîn ol ki sen o risaletle gönderilen peygamberlerdensin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

عَلَىٰ صِرَٰطٍ مُّسْتَقِيمٍ ﴿٤

Bir sıratı müstakîm üzerindesin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

تَنزِيلَ ٱلْعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ ﴿٥

Tenziliyle o Aziz Rahimin.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّآ أُنذِرَ ءَابَآؤُهُمْ فَهُمْ غَٰفِلُونَ ﴿٦

İnzar edesin: vehameti haber veresin diye bir kavme babalar inzar edilmedi de haberleri de yok gafiller.

— Elmalılı Hamdi Yazır

لَقَدْ حَقَّ ٱلْقَوْلُ عَلَىٰٓ أَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿٧

Celâlim Hakk’ı için daha çoklarına karşı söz hakkolmuştur da onlar imana gelmezler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّا جَعَلْنَا فِىٓ أَعْنَٰقِهِمْ أَغْلَٰلًا فَهِىَ إِلَى ٱلْأَذْقَانِ فَهُم مُّقْمَحُونَ ﴿٨

Çünkü Biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz, onlar çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı gözleri aşağı somurtmaktadırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَجَعَلْنَا مِنۢ بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا فَأَغْشَيْنَٰهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ ﴿٩

Hem önlerinden bir sedd ve arkalarından bir sedd çekmişiz, kendilerini sarmışızdır da baksalar da görmezler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَسَوَآءٌ عَلَيْهِمْ ءَأَنذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿١٠

Ve onlarca müsavidir: ha inzar etmişin kendilerini ha etmemişin; inanmazlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّمَا تُنذِرُ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلذِّكْرَ وَخَشِىَ ٱلرَّحْمَٰنَ بِٱلْغَيْبِۖ فَبَشِّرْهُ بِمَغْفِرَةٍ وَأَجْرٍ كَرِيمٍ ﴿١١

Ancak zikri takip eden ve gaybde rahmana haşyet besleyen kimseyi sakındırırsın, işte onu hem bir mağrifetle hem bir ecri kerîm ile müjdele.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR