بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَٰقِعٌ ﴿٧

Rabbi’nin azâbı olacak muhakkak.

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَّا لَهُۥ مِن دَافِعٍ ﴿٨

Yoktur onu hiç bir def edecek.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَ تَمُورُ ٱلسَّمَآءُ مَوْرًا ﴿٩

O gün ki Semâ bir çalkanış çalkanır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَتَسِيرُ ٱلْجِبَالُ سَيْرًا ﴿١٠

Dağlar da bir yürüyüş yürür.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿١١

Vay artık o gün o yalan diyenlere.

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلَّذِينَ هُمْ فِى خَوْضٍ يَلْعَبُونَ ﴿١٢

Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا ﴿١٣

O gün ki cehenneme bir kakılış kakılacaklar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

هَٰذِهِ ٱلنَّارُ ٱلَّتِى كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ ﴿١٤

İşte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş.

— Elmalılı Hamdi Yazır

أَفَسِحْرٌ هَٰذَآ أَمْ أَنتُمْ لَا تُبْصِرُونَ ﴿١٥

Buda mı sihir? Yoksa siz görmüyorsunuz?

— Elmalılı Hamdi Yazır

ٱصْلَوْهَا فَٱصْبِرُوٓاْ أَوْ لَا تَصْبِرُواْ سَوَآءٌ عَلَيْكُمْۖ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ ﴿١٦

Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi bir, hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّٰتٍ وَنَعِيمٍ ﴿١٧

Fakat korunan müttakıler cennetler, nimetler içinde.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR