بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ ﴿١٠

Arza da bir tavazu verdi berayı enam.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فِيهَا فَٰكِهَةٌ وَٱلنَّخْلُ ذَاتُ ٱلْأَكْمَامِ ﴿١١

Onda bir meyva, ve ekmamiyle duran nahli benam.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱلْحَبُّ ذُو ٱلْعَصْفِ وَٱلرَّيْحَانُ ﴿١٢

Ve o çimli dâneler ve o hoşbu reyhan.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٣

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

خَلَقَ ٱلْإِنسَٰنَ مِن صَلْصَٰلٍ كَٱلْفَخَّارِ ﴿١٤

Fağfur gibi bir salsâlden insanı yarattı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَخَلَقَ ٱلْجَآنَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ ﴿١٥

Bir maric ateşten de o cannı yarattı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٦

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

رَبُّ ٱلْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ ٱلْمَغْرِبَيْنِ ﴿١٧

Hem iki Meşrik’ın Rabbi hem iki Mağrib’in Rabbi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ ﴿١٨

Şimdi Rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَرَجَ ٱلْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ ﴿١٩

Salmış iki deryayı demâdem çatışırlar.

— Elmalılı Hamdi Yazır

بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ ﴿٢٠

Beyinlerinde bir berzah bagyeylemezler bir ân.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR