بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

6:7

وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَٰبًا فِى قِرْطَاسٍ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنْ هَٰذَآ إِلَّا سِحْرٌ مُّبِينٌ ﴿٧

Sana kâğıt üzerinde yazılmış olarak bir kitap indirseydik de onu elleriyle yoklasaydılar her halde o küfürlerinde inad edenler yine diyeceklerdi ki "bu apaçık bir sihirden başka bir şey değil".

— Elmalılı Hamdi Yazır

6:8

وَقَالُواْ لَوْلَآ أُنزِلَ عَلَيْهِ مَلَكٌۖ وَلَوْ أَنزَلْنَا مَلَكًا لَّقُضِىَ ٱلْأَمْرُ ثُمَّ لَا يُنظَرُونَ ﴿٨

Bir de "şunun üzerinde bir melek indirilse de görsek a" diyorlar eğer öyle bir melek indirse idik her halde iş bitirilmiş olur, kendilerine bir ân bile göz açtırılmazdı.

— Elmalılı Hamdi Yazır

6:9

وَلَوْ جَعَلْنَٰهُ مَلَكًا لَّجَعَلْنَٰهُ رَجُلًا وَلَلَبَسْنَا عَلَيْهِم مَّا يَلْبِسُونَ ﴿٩

Kendisini bir melek kılaydık yine onu bir er kılacaktık ve düşmekte bulundukları şüpheye onları yine düşürecektik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدِ ٱسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍ مِّن قَبْلِكَ فَحَاقَ بِٱلَّذِينَ سَخِرُواْ مِنْهُم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ ﴿١٠

Kasem olsun ki (ya Muhammed) senden evvel gönderilen peygamberlerle de eğlenildi, fakat o eğlendikleri hak, o masharalığı edenleri çepeçevre kuşatıverdi.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قُلْ سِيرُواْ فِى ٱلْأَرْضِ ثُمَّ ٱنظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُكَذِّبِينَ ﴿١١

De ki: yer yüzünde dolaşın da bakın o peygambere yalancı diyenlerin akibeti nasıl olmuş?".

— Elmalılı Hamdi Yazır

قُل لِّمَن مَّا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِۖ قُل لِّلَّهِۚ كَتَبَ عَلَىٰ نَفْسِهِ ٱلرَّحْمَةَۚ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ لَا رَيْبَ فِيهِۚ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ ﴿١٢

Kimin şu göklerdeki ve yerdeki ? de "Allah’ın" de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplayacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iman etmezler.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَهُۥ مَا سَكَنَ فِى ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ ﴿١٣

Halbuki gecede gündüzde barınan ne varsa onun, ve işiten bilen ancak O.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قُلْ أَغَيْرَ ٱللَّهِ أَتَّخِذُ وَلِيًّا فَاطِرِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَهُوَ يُطْعِمُ وَلَا يُطْعَمُۗ قُلْ إِنِّىٓ أُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَسْلَمَۖ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمُشْرِكِينَ ﴿١٤

Ya, de: O göklerin yerin yaradanı Allah’dan başkasını mı veli ittihaz edeceğim? Halbuki o besliyor da kendisi beslenmekten münezzeh bulunuyor, ve ben "cidden ehl-i İslâm’ın birincisi olmakla emrolundum ve sakın müşriklerden olma, buyuruldu.

— Elmalılı Hamdi Yazır

قُلْ إِنِّىٓ أَخَافُ إِنْ عَصَيْتُ رَبِّى عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ ﴿١٥

Ben, de: Rabbim’e isyan edecek olursam cidden büyük bir günün azabından korkarım.

— Elmalılı Hamdi Yazır

مَّن يُصْرَفْ عَنْهُ يَوْمَئِذٍ فَقَدْ رَحِمَهُۥۚ وَذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْمُبِينُ ﴿١٦

Kim kendisinden o gün azab bertaraf edilirse işte onu rahmetiyle yarlıgamıştır. Ve işte ayan beyan kurtuluş odur.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِن يَمْسَسْكَ ٱللَّهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُۥٓ إِلَّا هُوَۖ وَإِن يَمْسَسْكَ بِخَيْرٍ فَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ ﴿١٧

Eğer Allah sana bir keder dokundurursa onu ondan başka açacak yoktur ve eğer sana bir hayır dokundurursa yine O her şeye kadirdir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR