بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

إِنَّ نَاشِئَةَ ٱلَّيْلِ هِىَ أَشَدُّ وَطْـًٔا وَأَقْوَمُ قِيلًا ﴿٦

Çünkü gece neşesi hem daha dokunaklı hem deyişce daha sağlamdır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ لَكَ فِى ٱلنَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا ﴿٧

Çünkü sana gündüzün uzun bir yüzüş vardır.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱذْكُرِ ٱسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا ﴿٨

Hem Rabbi’nin ismini an ve masivâdan kesilerek ona çekil.

— Elmalılı Hamdi Yazır

رَّبُّ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَٱتَّخِذْهُ وَكِيلًا ﴿٩

O meşrik u mağribin Rabb’i, başka tanrı yok ancak O, o halde yalnız onu tut vekîl.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَٱصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَٱهْجُرْهُمْ هَجْرًا جَمِيلًا ﴿١٠

Ve ağyarın diyeceklerine sabret ve onları bir hecri cemîl ile terket ayrıl.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَذَرْنِى وَٱلْمُكَذِّبِينَ أُوْلِى ٱلنَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا ﴿١١

Ve bırak da bana o tekzîb edici zevk-u refah sahiblerini, mühlet ver onlara biraz.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّ لَدَيْنَآ أَنكَالًا وَجَحِيمًا ﴿١٢

Çünkü bizim yanımızda bukağılar var, ve bir cehîm var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا ﴿١٣

Ve buğaza duran bir ta'am ve bir azâbi elîm var.

— Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَ تَرْجُفُ ٱلْأَرْضُ وَٱلْجِبَالُ وَكَانَتِ ٱلْجِبَالُ كَثِيبًا مَّهِيلًا ﴿١٤

O gün ki yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecektir.

— Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّآ أَرْسَلْنَآ إِلَيْكُمْ رَسُولًا شَٰهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَآ أَرْسَلْنَآ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ رَسُولًا ﴿١٥

Haberiniz olsun biz size bir Resul gönderdik, üzerinizde şâhid, Nitekim gönderdiğimiz gibi Firavun’a bir Resul.

— Elmalılı Hamdi Yazır

فَعَصَىٰ فِرْعَوْنُ ٱلرَّسُولَ فَأَخَذْنَٰهُ أَخْذًا وَبِيلًا ﴿١٦

Ki Firavun o Resul’e isyan etti de biz onu vehîm bir tutuşla tuttuk alıverdik.

— Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR