بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

فَٱلسَّٰبِقَٰتِ سَبْقًا ﴿٤

(kâfirlerin ruhlarını cehenneme, mü'minlerinkini cennete götürmekde) öncül olarak koşan,

— Hasan Basri Çantay

فَٱلْمُدَبِّرَٰتِ أَمْرًا ﴿٥

bir de (dünyânın) işi (ni) tedbîr eden (diğer melek) ler (zümresin) e (ki muhakkak hepiniz tekrar dirileceksiniz).

— Hasan Basri Çantay

يَوْمَ تَرْجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ ﴿٦

O gün sarsan sarsacak,

— Hasan Basri Çantay

تَتْبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ ﴿٧

onun ensesine binecek olan da ardından gelecek.

— Hasan Basri Çantay

قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ ﴿٨

O gün kalbler (korku ile) titreyecek,

— Hasan Basri Çantay

أَبْصَٰرُهَا خَٰشِعَةٌ ﴿٩

(saahiblerinin) gözleri zilletle eğilecekdir.

— Hasan Basri Çantay

يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِى ٱلْحَافِرَةِ ﴿١٠

Onlar derler ki: «Biz mi saahiden eski haale döndürülmüş olacağız»?

— Hasan Basri Çantay

أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمًا نَّخِرَةً ﴿١١

«Biz çürüyüb dağılmış kemikler olduğumuz vakit mı?»

— Hasan Basri Çantay

قَالُواْ تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ ﴿١٢

Dediler: «Öyle ise bu (yeni hayâta dönüş) ziyanlı bir dönüşdür».

— Hasan Basri Çantay

فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌ وَٰحِدَةٌ ﴿١٣

Fakat o, ancak bir tek haykırışdır.

— Hasan Basri Çantay

فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ ﴿١٤

Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR