بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ ﴿٣

Onlara (insanlara) ölçekle, yahud tartı ile verdikleri zaman ise eksilenlerdir.

— Hasan Basri Çantay

أَلَا يَظُنُّ أُوْلَٰٓئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ ﴿٤

Saahiden onlar (öldükden sonra) diriltileceklerini sanmıyor (lar) mı,

— Hasan Basri Çantay

لِيَوْمٍ عَظِيمٍ ﴿٥

Büyük bir günde,

— Hasan Basri Çantay

يَوْمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٦

Aalemlerin Rabbi (olan Allahın hükmü) için insanların (kabirlerinden) kalkacağı günde?

— Hasan Basri Çantay

كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلْفُجَّارِ لَفِى سِجِّينٍ ﴿٧

Sakın (hîleye sapmayın. Âhiret hisâbını unutmayın). Çünkü kötülerin kitabı muhakkak ki «Siccîn» dedir.

— Hasan Basri Çantay

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا سِجِّينٌ ﴿٨

Sicciînin ne olduğunu sana hangi şey bildirdi?

— Hasan Basri Çantay

كِتَٰبٌ مَّرْقُومٌ ﴿٩

(O) yazılmış bir kitabdır.

— Hasan Basri Çantay

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ ﴿١٠

Yalan sayanların o gün vay haaline!

— Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ ﴿١١

ki onlar, o dîn gününü yalan saymakda olanlardır.

— Hasan Basri Çantay

وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ ﴿١٢

Halbuki onu haddi aşkın ve taşkın, günâha düşkün olan her kişiden başkası yalan saymaz.

— Hasan Basri Çantay

إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ ﴿١٣

Onun karşısında âyetlerimiz okununca «Evvelkilerin masallarıdır» demişdir o.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR