بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلسَّمَآءِ وَٱلطَّارِقِ ﴿١

Andolsun o göğe ve Taarıka.

— Hasan Basri Çantay

وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلطَّارِقُ ﴿٢

«Taarık» ın ne olduğunu sana hangi şey bildirdi?

— Hasan Basri Çantay

ٱلنَّجْمُ ٱلثَّاقِبُ ﴿٣

(O, zıyâsiyle karanlığı) delen yıldızdır.

— Hasan Basri Çantay

إِن كُلُّ نَفْسٍ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ ﴿٤

Hiçbir nefs haaric değildir, ille onun üzerinde bir gözeten vardır.

— Hasan Basri Çantay

فَلْيَنظُرِ ٱلْإِنسَٰنُ مِمَّ خُلِقَ ﴿٥

Şimdi, insan hangi şeyden yaratıldı? (İbretle) baksın.

— Hasan Basri Çantay

خُلِقَ مِن مَّآءٍ دَافِقٍ ﴿٦

O, atılıb dökülen bir sudan yaratılmışdır,

— Hasan Basri Çantay

يَخْرُجُ مِنۢ بَيْنِ ٱلصُّلْبِ وَٱلتَّرَآئِبِ ﴿٧

Ki (erkeğin) arka kemiği ile (kadının) göğüs kemikleri arasından çıkıyor o.

— Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ عَلَىٰ رَجْعِهِۦ لَقَادِرٌ ﴿٨

Şübhe yok ki (Allah) onu (tekrar diriltib) döndürmiye elbette kaadirdir,

— Hasan Basri Çantay

يَوْمَ تُبْلَى ٱلسَّرَآئِرُ ﴿٩

o günde ki (bütün) sırlar yoklanıb meydana çıkarılacakdır.

— Hasan Basri Çantay

فَمَا لَهُۥ مِن قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ ﴿١٠

Artık onun için ne bir kudret, ne de bir yardımcı yokdur.

— Hasan Basri Çantay

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجْعِ ﴿١١

Andolsun o dönüş saahibi olan göğe,

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR