بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلَّذِى قَدَّرَ فَهَدَىٰ ﴿٣

Takdîr eden, (ona göre de) yol gösterendir.

— Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِىٓ أَخْرَجَ ٱلْمَرْعَىٰ ﴿٤

Yeşil otu çıkaran,

— Hasan Basri Çantay

فَجَعَلَهُۥ غُثَآءً أَحْوَىٰ ﴿٥

Sonra da onu kapkara, kupkuru bir haale getirendir.

— Hasan Basri Çantay

سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰٓ ﴿٦

(Habîbim) seni okutacağız da (asla) unutmayacaksın.

— Hasan Basri Çantay

إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ يَعْلَمُ ٱلْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ ﴿٧

Allahın dilediği başka. Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi de.

— Hasan Basri Çantay

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ ﴿٨

Seni en kolay olana muvaffak edeceğiz.

— Hasan Basri Çantay

فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ ٱلذِّكْرَىٰ ﴿٩

O halde eğer öğüd fâide verirse (durma) öğüd ver.

— Hasan Basri Çantay

سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ ﴿١٠

(Allahdan) korkacak olan öğüdü kabul eder.

— Hasan Basri Çantay

وَيَتَجَنَّبُهَا ٱلْأَشْقَى ﴿١١

Peki bedbaht olan ise ondan kaçınır,

— Hasan Basri Çantay

ٱلَّذِى يَصْلَى ٱلنَّارَ ٱلْكُبْرَىٰ ﴿١٢

Ki o, en büyük ateşe girecek,

— Hasan Basri Çantay

ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ ﴿١٣

sonra orada hem ölmeyecek, hem dirilmeyecek olandır O.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR