بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ٱلْغَٰشِيَةِ ﴿١

(Felâketleri bütün mahlûkaatı sarıb kaplayacak olan) kıyamet gününün haberi sana geldi ya.

— Hasan Basri Çantay

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَٰشِعَةٌ ﴿٢

Yüzler (vardır) o gün zelîl ve (hakıyr) dir.

— Hasan Basri Çantay

عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ ﴿٣

Yorucu işler yapandır.

— Hasan Basri Çantay

تَصْلَىٰ نَارًا حَامِيَةً ﴿٤

Kızgın bir ateşe girecek,

— Hasan Basri Çantay

تُسْقَىٰ مِنْ عَيْنٍ ءَانِيَةٍ ﴿٥

son derece sıcak, bir kaynakdan içirilecekdir.

— Hasan Basri Çantay

لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ ﴿٦

Onlar için «Dari» dikeninden başka bir yiyecek yokdur,

— Hasan Basri Çantay

لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِى مِن جُوعٍ ﴿٧

Ki o, ne semirtir (doyurur), ne de açlığı giderir.

— Hasan Basri Çantay

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ ﴿٨

Yüzler (vardır) o gün güzeldir (ni'metlere mazhardır).

— Hasan Basri Çantay

لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ ﴿٩

(Dünyâda tâat ve ibâdetle) çalışdığından dolayı hoşnuddur.

— Hasan Basri Çantay

فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ﴿١٠

Yüksek bir cennetde (dir).

— Hasan Basri Çantay

لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةً ﴿١١

Orada boş bir lâf işitmez.

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR