بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لِّسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ ﴿٩

Yaptıklarından dolayı hoşnutturlar.

— Diyanet İşleri

فِى جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ﴿١٠

Yüksek bir cennettedirler.

— Diyanet İşleri

لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَٰغِيَةً ﴿١١

Orada hiçbir boş söz işitmezler.

— Diyanet İşleri

فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ ﴿١٢

Orada akan bir kaynak vardır.

— Diyanet İşleri

فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ ﴿١٣

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

— Diyanet İşleri

وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ ﴿١٤

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

— Diyanet İşleri

وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ ﴿١٥

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

— Diyanet İşleri

وَزَرَابِىُّ مَبْثُوثَةٌ ﴿١٦

(13-16) Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır.

— Diyanet İşleri

أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى ٱلْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ ﴿١٧

Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır!

— Diyanet İşleri

وَإِلَى ٱلسَّمَآءِ كَيْفَ رُفِعَتْ ﴿١٨

Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir!

— Diyanet İşleri

وَإِلَى ٱلْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ ﴿١٩

Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir!

— Diyanet İşleri

AYARLAR