بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلْقَمَرِ إِذَا تَلَىٰهَا ﴿٢

Onu izlediğinde Ay’a andolsun,

— Diyanet İşleri

وَٱلنَّهَارِ إِذَا جَلَّىٰهَا ﴿٣

Onu ortaya çıkardığında gündüze andolsun,

— Diyanet İşleri

وَٱلَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰهَا ﴿٤

Onu bürüdüğünde geceye andolsun,

— Diyanet İşleri

وَٱلسَّمَآءِ وَمَا بَنَىٰهَا ﴿٥

Göğe ve onu bina edene andolsun,

— Diyanet İşleri

وَٱلْأَرْضِ وَمَا طَحَىٰهَا ﴿٦

Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun,

— Diyanet İşleri

وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّىٰهَا ﴿٧

(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

— Diyanet İşleri

فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَىٰهَا ﴿٨

(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

— Diyanet İşleri

قَدْ أَفْلَحَ مَن زَكَّىٰهَا ﴿٩

(7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

— Diyanet İşleri

وَقَدْ خَابَ مَن دَسَّىٰهَا ﴿١٠

Onu kötülüklere gömüp kirleten kimse de ziyana uğramıştır.

— Diyanet İşleri

كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَىٰهَآ ﴿١١

Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı.

— Diyanet İşleri

إِذِ ٱنۢبَعَثَ أَشْقَىٰهَا ﴿١٢

Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.

— Diyanet İşleri

AYARLAR