بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَٱلتِّينِ وَٱلزَّيْتُونِ ﴿١

Andolsun incire, zeytine,

— Hasan Basri Çantay

وَطُورِ سِينِينَ ﴿٢

Sînâ dağına,

— Hasan Basri Çantay

وَهَٰذَا ٱلْبَلَدِ ٱلْأَمِينِ ﴿٣

ve şu emîn şehre ki,

— Hasan Basri Çantay

لَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَٰنَ فِىٓ أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ ﴿٤

biz, hakıykat, insanı en güzel bir biçimde yaratdık.

— Hasan Basri Çantay

ثُمَّ رَدَدْنَٰهُ أَسْفَلَ سَٰفِلِينَ ﴿٥

Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik.

— Hasan Basri Çantay

إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ ﴿٦

Ancak îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar başka. Çünkü onlar için (bitmez) kesilmez mükâfat vardır.

— Hasan Basri Çantay

فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِٱلدِّينِ ﴿٧

O halde (bunca delillerin huzuurundan) sonra hangi şey (haber verdiğin o ba's ve) ceza husuusunda sana yalan isnâd edebilir?

— Hasan Basri Çantay

أَلَيْسَ ٱللَّهُ بِأَحْكَمِ ٱلْحَٰكِمِينَ ﴿٨

Allah, haakimlerin haakimi değil mi?

— Hasan Basri Çantay

AYARLAR